Bilim insanları, Fas’taki Anti-Atlas Dağları’ndan alınan volkanik kaya örneklerini katman katman analiz etti. Bu detaylı inceleme, manyetik alan yönlerinin ve değişim tarihlerinin önceki araştırmalara kıyasla çok daha kesin biçimde belirlenmesini sağladı. Bulgular, bu manyetik değişimlerin milyonlarca yıl değil, yalnızca birkaç bin yıl içinde gerçekleştiğini ortaya koydu.
Araştırmacılar, bu kadar hızlı değişimlerin nedeninin kıtaların aniden hızlanması değil, Dünya’nın manyetik alanındaki dengesizlik olduğunu belirtiyor. Böylece, uzun süredir açıklanamayan bu “anomali”nin kökeni kıtasal hareketlerde değil, gezegenin kendi manyetik yapısında aranıyor.
Yale Üniversitesi’nden jeolog David Evans, “Biz rastgele bir kaos yerine, manyetik alanın değişimlerinde belirli bir yapı olduğunu öne süren yeni bir model öneriyoruz” dedi. Evans’a göre, geliştirilen yeni istatistiksel analiz yöntemi, Ediacaran dönemine ait manyetik verilerden güvenilir kıta ve okyanus haritaları üretmenin anahtarını sunabilir.
Araştırmacılar, volkanik örneklerin yanı sıra daha uzun zaman aralıklarında oluşan tortul kayaları da karşılaştırdı. Bu karşılaştırma, manyetik kutup konumlarının Ediacaran boyunca büyük ölçüde sabit kaldığını gösterdi. Bu da kıtaların anormal biçimde hareket etmediğini, manyetik alanın kendisinin “çılgınca” davrandığını doğruladı.
Elde edilen veriler, Dünya’nın çekirdeğinin oluşum sürecinin bu manyetik kararsızlıkta rol oynamış olabileceğini düşündürüyor. Araştırmacılar, çekirdeğin tamamlanma aşamasında yaşanan içsel değişimlerin, gezegenin manyetik dengesini geçici olarak bozmuş olabileceğini belirtiyor.
Ediacaran dönemi, aynı zamanda karmaşık yaşam formlarının ortaya çıkmaya başladığı dönem olarak biliniyor. Dünya’nın o zamanki hali bugünkünden oldukça farklıydı. Bu yeni model, hem o dönemin coğrafi yapısını hem de gezegenin manyetik geçmişini daha doğru anlamamız için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Evans, “Eğer bu yeni istatistiksel yöntem sağlamlığını kanıtlarsa, en eski kaya kayıtlarından günümüze kadar uzanan milyarlarca yıllık levha tektoniği haritalarını tek bir sistem içinde birleştirebileceğiz” diyerek çalışmanın uzun vadeli önemine dikkat çekti. Araştırma Science Advances dergisinde yayımlandı.