“Açken sen sen değilsin” sözü bilimsel olarak doğru değilmiş

Gündelik hayatta sıkça kullandığımız ve popüler reklam sloganlarına bile konu olan “Açken sen sen değilsin” söylemi, bilimsel bir darbe aldı. Yeni bir araştırma, kısa süreli aç kalmanın veya öğün atlamanın, düşünme ve zihinsel becerilerimizi yavaşlatmadığını ortaya çıkardı.

Son yıllarda oldukça popüler hale gelen ve günün belirli saatlerinde, ortalama sekiz ila on saatlik bir pencerede yemek yemeyi içeren aralıklı orucun yaygınlaşmasıyla birlikte, gıdasız kalmanın zihinsel keskinliği ne ölçüde etkilediği merak ediliyordu. Pek çok kişi, bir öğünü kaçırmanın anında zihinsel gerilemeye yol açacağına inanıyordu.

Ancak Amerikan Psikoloji Derneği tarafından yayımlanan bu yeni çalışma, bu yaygın varsayımın aksini kanıtladı. Auckland Üniversitesi’nden psikoloji doçenti ve araştırmanın baş yazarı David Moreau, sonuçlar karşısında şaşırdıklarını belirtti. Moreau, “Sonuçlarımız, aç kalmanın düşünme yeteneğini doğal olarak tehlikeye attığı yönündeki yaygın varsayımla çelişiyor. Çok çeşitli görevlerde bilişsel performansın dikkat çekici şekilde istikrarlı kaldığını gördük” dedi.

Araştırmacılar, aralarında hafızayı geri çağırma, karar verme, tepki hızı ve doğruluğu gibi faktörlerin bulunduğu bilişsel performansı kıyaslayan 71 mevcut çalışmayı inceledi. Bu çalışmalara, ya aç kalan ya da yakın zamanda yemek yemiş sağlıklı yetişkinlerden oluşan yaklaşık 3.500 kişi dahil edilmişti. Aç kalma süresi ortalama 12 saat civarındaydı.

Dr. Moreau, sonucu “Temel bulgumuz, kısa süreli açlığın zihinsel performansı bozduğuna dair genel olarak tutarlı bir kanıt olmamasıydı” diye özetledi. Aç kalan bireylerin, kısa süre önce yemek yemiş olanlara şaşırtıcı derecede benzer performans gösterdiğini, bunun da yiyecek alımının olmadığı durumlarda bilişsel işlevin stabil kaldığını gösterdiğini ekledi.

Kısa süreli aç kalmanın fizyolojik faydaları olabilir

Moreau, bu durumun fizyolojik faydaları olabileceğini de öne sürüyot. Açlık, vücutta önemli metabolik değişimleri tetikliyor. Vücut glikojen depolarını tükettiğinde, yağ dokusundan üretilen keton cisimlerini alternatif bir enerji kaynağı olarak kullanmaya başlıyor. Ketonlara güvenmenin, kilo kaybının ötesinde geniş sağlık yararları sağlayabileceği, hormonal sistemleri düzenleyebileceği ve uzun ömürlülükle bağlantılı hücresel onarım süreçlerini aktive edebileceği düşünülüyor.

12 saatten uzun süren açlıklarda veya çocuklarda ise durum biraz farklı. Araştırmacılar, çocuklarda açken performansın gözle görülür şekilde düştüğüne dair kanıtlar buldu ve bu durum, daha önceki kahvaltı öğününün bilişsel avantajlarını vurgulayan çalışmalarla örtüşüyor.

Moreau, bulguların en ilginç yanlarından birinin ise, görevlerdeki performans düşüşünün genellikle yiyecek resimlerine bakmak veya yiyecekle ilgili kelimeleri işlemek gibi içeriklere odaklanıldığında ortaya çıkması olduğunu belirtti. “Açlık, bilişsel kaynakları seçici olarak yalnızca yiyecekle ilgili bağlamlarda yönlendirebilir veya dikkati dağıtabilir, ancak genel bilişsel işlev büyük ölçüde sabit kalır” siyen Moreau, “açlık öfkesinin” büyük ölçüde bir algı ve dikkat dağınıklığı meselesi olabileceğini önerdi.

Bulgular, Psychological Bulletin dergisinde yayımlandı.