Dünyanın en uzun evi seçildi: Bir ilçeden daha büyük, bir uçtan bir uca yürümek 1 saat sürüyor

38–40 bloktan oluşan dev yapı, farklı yüksekliklerdeki bölümleriyle tam bir şehir yerleşimini andırıyor. Yaklaşık 120–156 giriş, 3.000’den fazla daire ve 10 bin civarında sakin ile adeta “şehir içinde şehir” düzenini yansıtıyor. İç avlular, oyun alanları, yeşil alanlar ve marketlerin de bulunduğu kompleks, kendi altyapısını barındıran dev bir yaşam alanı niteliğinde.

İNŞAATI 11 YIL SÜRDÜ

Binanın temelleri 1969’da atıldı ve inşaat süreci 1980’e kadar devam etti. Sovyet modernizmi döneminde tasarlanan yapı, o dönemin yenilikçi konut planlama anlayışını taşıyor. Kompleksin en dikkat çekici yanı, 120 derecelik dönüşlerle birleşen blokların arı kovanını andıran bir form oluşturması. Bu benzersiz şekil, yapıya “arı kovanı evi” adının verilmesine neden oldu.

Projenin tasarımında iki isim öne çıkıyor: Baş mühendis ve proje öncüsü Vasyl Kuzmich Malovytsia ile mimari ekibin başındaki Rostyslav Georgiyovych Metelnytsky. İkilinin çalışması, binlerce sakin için hem fonksiyonel hem de sosyal açıdan uyumlu, labirent yapılı bir konut sistemi ortaya çıkardı.

DÜNYANIN EN UZUN EVLERİYLE KARŞILAŞTIRILDI

Lutsk’taki bu dev yapı, küresel ölçekte benzer nitelikte yalnızca birkaç yapıyla karşılaştırılabiliyor. Japonya’da uzunluğu 2 kilometreyi bulan bazı konut blokları bulunsa da hiçbiri tek bir bina içinde bu kadar çok sayıda blok, geçiş ve nüfus barındırmıyor.
Uzmanlara göre bu özellikleriyle Lutsk Arı Kovanı Evi, mimari tasarım açısından dünyada benzeri olmayan bir yerleşim örneği.

Şehrin sembollerinden biri haline gelen kompleks, uzunluğu açısından mimari yapılarda Çin Seddi’nden sonra en dikkat çeken yapılardan biri olarak gösteriliyor. Ancak kullanım amacı tamamen konut olduğundan, kendi kategorisinde açık ara dünya lideri.

YAPININ EN DİKKAT ÇEKEN ÖZELLİKLERİ

Yapının en dikkat çeken özellikleri arasında, yaklaşık dört otobüs durağı uzunluğuna denk gelen devasa yapısı yer alıyor. Kompleks öylesine büyük ki, her bölümün kendine ait resmi bir adresi bulunuyor. Bu da binanın genişliğini ve karmaşık yapısını daha da görünür kılıyor.

İlk sakinler, taşındıkları dönemde yapının labirent benzeri koridorları ve birbirine bağlanan blokları nedeniyle adreslerini bulmakta zorlandıklarını anlatıyor. Bugün bile üstten bakıldığında arı peteklerini andıran mimari plan, yapının en ikonik detayları arasında kabul ediliyor.

Kompleksi çevreleyen geniş yeşil alanlar ve yıllardır özenle korunan çiçek bahçeleri ise hem estetik açıdan hem de yön bulma konusunda sakinlere yardımcı olan doğal bir sınır işlevi görüyor. Bu çevresel düzenlemeler, yapının benzersiz mimarisini tamamlayan önemli unsurlar arasında gösteriliyor.