İlber Ortaylı’dan İsrail’i Destekleyen ABD Delegesine Sert Eleştiri: “Tam Bir Küstahlık”

Hamas güçlerinin İsrail’e saldırmasıyla alevlenen savaşta İsrail güçleri hava saldırılarıyla karşılık verdi. Son olarak 17 Ekim akşamı İsrail güçlerinin Gazze’deki bir hastaneyi hedef aldığı belirtildi. İlk yapılan açıklamalarda 500 kişinin hayatını kaybettiği kaydedildi.

Başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesi bu savaşta İsrail’e desteğini açıkladı. Joe Biden, saldırıyı gerçekleştirenen Hamas güçleri olduğunu belirterek İsrail’i desteklemeye devam edeceklerini duyurmuştu.

İlber Ortaylı, yaptığı paylaşımda ”Tarihteki Hiçbir ülke Gazze kadar küçük yüzölçümüyle bu kadar trajedi yaşamış değildir. İçinde bulunduğumuz günler herkes için büyük bir şoktur. Mutlaka müdahale edilmesi ve gündemde kalması gereken İsrail’in terörist metotlarla sürdürdüğü savaştır. Ölenler sivillerdir, çocuklardır” ifadelerini kullanmıştı.

İlber Ortaylı, yaptığı paylaşımda delegenin tek başına ‘çatışmalara ara verme’ kararını veto ettiğinin altını çizerek aşağıdaki ifadeleri kullandı;

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde tek başına bir kararı savunuyor. Tam Amerikancı bir tutum. Dünyaya yüz vermiyor, dinlemiyor. Gazze Şeridi’ne insani yardım sağlanması için İsrail ve Hamas arasındaki çatışmalara “ara verme” çağrısında bulunan karar tasarısını tek başına veto ediyor. ‘Benim dediğim doğru’ diyor. Dünyada kimseyi takmayacak yılların geride kaldığının farkında değil. Fotoğrafta görüleceği gibi daimî delege koltuğunda oturan ABD heyetinden Linda Thomas-Greenfield elini kaldırmış. Kararı ülkesi adına veto ettiğini bildiriyor. Arkasındaki ekibin bazı üyeleri ise rahatsız bir ifadeyle gözlerini başka yere çeviriyor.

Masum insan ve çocukların katledildiği, yüz binlerce insanın aç-susuz kaldığı, hastanelerin ve mabedlerin bombalandığı bir ortamda devlet liderlerinden daha makul, daha tarafsız davranması beklenirdi. Türkiye bu konuda en büyük çabayı gösteren ülkelerin başında geliyor. Avrupa Birliği’nin tutumu ise başından beri çiğdir. Evet bir zamanlar Avrupa’dan göçe zorladığınız Yahudiler orada, ancak yüz yıllardır Filistinliler de o topraklarda yaşıyor. Asıl mesele, bu iki topluluğun nasıl bir arada barış içinde yaşayabileceğini belirlemek ve doğru yaklaşımları desteklemektir.